31 Mayıs 2010 Pazartesi

Kuzu Tandır

Anadolumuzun bir çok yerinin en has yemeği olan ve özellikle de Konya Tandır Kebabı olarak ün salmış olan bu nefis lezzetin tadına doyulmaz. Tabii ki tandır ateşinde saatlerce pişip adeta lokum gibi yumuşacık olanın tadı başkadır ancak bulunduğumuz ortamlarda tandır bulmak neredeyse imkansız olunca en pratik yoldan bu lezzeti düdüklü tencere ile elde etmeye çalışıyoruz. Tandırda pişen kadar olmasada ona yakın nefis bir lezzet.

Malzemeler:
  • 1 kg kuzu eti
  • Su, tuz

Yapılışı:

Kuzu eti bir ila yarım saat arası soğuk suda bekletilir. Ardından yıkanarak düdüklü tencereye alınır ve tuz serpilir. En son üzerine 1 çay fincanı su gezdirilerek düdüklünün kapağı kapatılır ve kaynamaya başladıktan sonra çok kısık ateşte 45 dak. pişirilir. Süre sonunda düdüklü tencere açılır ve varsa tencerede kalan suyu çekene kadar kısık ateşte pişirilir ve etin kendi yağı ile kurutmadan hafif kızarması sağlanır.

Beraberinde kuru soğan lavaş ekmeği ve ayran ile servise sunulur.

Afiyet Olsun.

19 Mayıs 2010 Çarşamba

Fıstıklı Pirinç Pilavı

Ülkemizde bolca yetişen yer fıstıklarını yeterince değerlendirmediğimizi düşünüyorum. Ceviz, fındık, fıstık kadar ilgi görmüyor. Oysa ki bence hem tatlıya hem de tuzluya yakışan güzel bir yemiş. Ben bu kez pirinç pilavında denemek istedim değişik, hoş bir lezzetti.
Malzemeler:
  • 100 gr. tuzsuz fıstık
  • 2 su bardağı pirinç
  • Tuz, sıvıyağ

Yapılışı:

Fıstıkların kabukları ayıklanır ve yıkanır. Pirinç te nişastası gidene kadar bol soğuk suda yıkanır ( ben pirinçleri suda bekletmiyorum ). Ardından sıvıyağda fıstıklar hafif koyulaşana kadar, yakmadan kavrulur sonra pirinçler ilave edilir ve irlikte kavrulur en son tuz ve 3 bardak sıcak su eklenereek tencerenin kapağı kapatılır ve suyunu çekene kaar pişirilir.

Pişen pilav bir süre demlenmeye bırakıldıktan sonra sıcak sıcak servis edilir.

Afiyet Olsun.

15 Mayıs 2010 Cumartesi

Çalma Pekmezli Tavuk Pirzola


Bu tarife, internete Beyaz Pekmez üzerine araştırma yapmak için gezinirken ulaştım. Bilindiği gibi Beyaz Pekmez özellikle de Orta Anadolunun hemen bütün illerinde bağ bozumu zamanında, kışın tüketilmek üzere hazırlanan çok değerli bir besin. Ancak Beyaz Pekmezin asıl vatanı Tokat ilimiz hatta bir çoğumuz Zile Pekmezi olarak da biliriz, yöresel olarak da bu pekmeze Çalma Pekmez denirmiş. Yöresel lezzetlerimizin çok değerli olduğunu düşünen biri olarak bu yemeği denemek istedim. Gerçekten de çok hoş bir lezzet. Denemenizi tavsiye ederim. ( Orjinalinde bütün tavuk kullanılıyor ancak ben iki kişilik hazırladığım için sadece tavuk pirzola kullandım. )
Malzemeler :
  • 1 kg tavuk pirzola

Sos malzemeleri :

  • 1 çorba kaşığı Çalma Pekmez ( Beyaz / Zile Pekmezi )
  • 1 tatlı kaşığı domates salçası
  • 1 tatlı kaşığı biber salçası
  • 5 - 6 diş sarımsak
  • 1/2 limon suyu
  • 1 çorba kaşığı sirke
  • 1 çorba kaşığı sıvıyağ
  • 1 çorba kaşığı erik ekşisi ( ben nar ekşisi kullandım )
  • Kekik, Tuz

Yapılışı:

Bütün tavuk kullanıyorsanız yıkadıktan sonra parçalara ayırıp kemiğe gelecek şekilde bıçakla çizin, hazır tavuk pirzola kullanıyorsanız sadece üzerini birkaç yerden çizmeniz yeterli.

Diğer taraftan sos için gerekli olan bütün malzemelri karıştırın ve çizilmiş tavuk etlerini bu sosa bulayın ( bir süre sosta beklemesi gerekirmiş, ancak benim zamanım olmadığı için beklemedim buna rağmen çok yumuşak ve lezzetliydi )

Daha sonra kızgın ve yağsız teflon tavada sosuyla beraber pişirin.

Afiyet Olsun.

Öneri : Bu şekilde hazırlana tavuklar mangal ateşinde eminim daha lezzetli olacaktır. Ayrıca, sanıyorum, tavukları sosuyla beraber fırın poşetine dizerek 200 der. ısıtılmış fırında 30. dak da pişirebilirsiniz.

14 Mayıs 2010 Cuma

Kağıtta Pişmiş Sebzeler

Akşam yemeği için hazırladığım köftelerin (--->) yanına garnitür olarak hazırladığım hafif bir lezzetti.
Yaz mevsimi gelince kızartma sezonu da beraberinde gelir. Ancak fazla yağlı olması nedeniyle bu sevdiğimiz lezzete daha sağlıklı alternatif arayışındayken, sebzeleri kağıtta kendi buharıyla pişirmeyi düşündüm. Sebzeleri de eşimin damak tadını göz önünde bulundurarak terih ettim. Soğan, sarısak ve acı sivri biber vazgeçilmezleridir. Bunun yanında köz patatesi de çok severiz. Bu şekilde bir karma oluşturdum.


Malzemeler:
  • 4 adet patates
  • 2 adet kuru soğan
  • 5 -6 adet sivri biber
  • 1 baş sarımsak
  • Tuz, pul biber, kekik
  • Zeytinyağ

Yapılışı:

Patatesler soyulur ve dörde kesilir, soğan soyulur ve baş kısmına kesik atılarak bütün halde konur, biber parmak parmak kesilir, sarımsaklar ayıklanır. Bütün malzemeler bir kaba alınarak üzerine tuz, kekik, pul biber serpilir ve zeytinyağ gezdirilerek harmanlanır ve büyük bir yağlı kağıdın ortasına alınarak kağıt sıkıca kapatılır ve 200 der. ısıtılmış fırında 30 dak. pişirilir.



Afiyet Olsun.

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Limonata Tatlısı

Siz hiç limonata yediniz mi ?.................. :)

Geçenlerde yayınladığım Su Muhallebisini yaparken su yerine limonata kullanarak limonatalı bir tatlı yapabileceğimi düşünmüştüm. Bugün o projemi gerçekleştirdim ve sonuç çok hoştu.


Malzemeler :
  • 5 su bardağı limonata
  • 1 su bardağı nişasta
  • 1 su bardağı şeker

Yapılışı:

Limonatayı evde kendiniz de hazırlayabilirsiniz ancak ben Tang kullandım, bunun için 1 pkt. Tang'i 5 su bardağı su ile karıştırarak limonata hazırlanır. Ardından içine 1 su bardağı şeker ve 1 su bardağı nişasta ilave edilip karıştırılarak muhallebi kıvamına gelene kadar pişirilir ve daha sonra ıslatılmış kaselere paylaştırılarak buzdolabında en az 1 saat dinlendirilir.

Soğuyan tatlılar ters çevrilerek sade olarak ya da arzu edilen meyve dilimleri ile süslenerek servise sunulur. ( Ben kivinin uygun olacağını düşündüm. )

Afiyet Olsun.



10 Mayıs 2010 Pazartesi

Arpa Şehriye Salatası



Uzun süredir bir çok blogda gördüğüm bu salatayı ben de denemek istedim. Sonuç da hoşuma gitti, özellikle yoğun dereotu aroması ve mısır, lezzetine lezzet katmıştı. Diyet yapanlar için tek başına bir öğün olabileceğini düşünüyorum. Davet ve gün sofralarımızı süsleyecek hoş bir lezzet.

Malzemeler:
  • 1/2 pkt. Arpa şehriye
  • 1 çay bardağı haşlanmış mısır
  • Yarım demet dereotu
  • Bir tutam maydonoz
  • Tuz,Zeytinyağ
Yapılışı:
Arpa şehriyeler haşlanır ( makarna gibi ) ve suyu süzülür. Maydonoz ve dereotu ince kıyılır, mısır, zeytinyağ ve tuz ilave edilip tüm malzemeler karıştırılarak servise sunulur.

Afiyet Olsun.



9 Mayıs 2010 Pazar

BULGUR

Geçenlerde Türkiye'nin beslenme alışkanlıkları üzerine yapılan bir araştırmanın sonuçları değerlendirilirken, maalesef Konya ilimizin etli ekmeği, su böreği... vb. gibi lezzetli gıdaları çok sık tüketerek, yoğun hamurişi ile yanlış beslendiği üzerinde drulmuş bunun üzerine program sunucusu ' oysa ki ben kebaplardan dolayı Adana ve Gazi Antep'in sağlıksız beslendiğini düşünmüştüm ' demesi üzerine konuyu değerlendiren uzman 'o bölgelerde işin içine bir de bulgur giriyor, bulgurdan yapılan yemekler ve köfteler özellikle bağırsaklar açısından kurtarıcı oluyor' demişti.
Bu konu benim de ilgimi çekti ve gerek lezetli ve doyurucu olması, gerek ekonomik olması açısından LezzetHanemden asla eksik etmediğim Bulgur hakkında internette biraz gezindim ve bazı derlemeler yaparak sizlerle paylaşmak istedim.
Buğdayın temizlenmesi, kaynatılması, kurutulması, kabuğunun soyularak değişik tipte değirmenlerde öğütülmesi, farklı boyutlardaki taneciklerin ayrılmasıyla elde edilen sadece su ve buğdaydan oluşan, oldukça değerli ve besleyici yarı hazır bir gıda maddesidir. Dünyada ilk işlenen gıda maddelerinden biri olan bulgur, Moğol İmparatoru Cengiz Han'ın seferlerinde ordu erzakları arasında yer almaktaydı. MÖ 2800'de Çin İmparatoru Shen Nung, bulgurun ana maddesi olan buğdayı; pirinç, darı, arpa ve soya fasulyesiyle birlikte beş kutsal bitkiden biri olarak belirlemiştir. Hristiyanların kutsal kitabı İncil de, eski Babil, Hitit ve İbrani halklarının 4 bin yıl önce, Mısırlıların ve Doğu Akdeniz'de kurulu diğer uygarlıkların da MÖ 1000 yılında pişirilip kurutulmuş buğdayı kullandıklarını göstermektedir.
Buğdaydan yapılan geleneksel bir Anadolu yiyeceği olup tahıl grubundan sayılmaktadır.
Oldukça yüksek miktarda lif içermesi bulguru bağırsak çalışmasından önemli bir pozisyona getirmiştir. Liflerin ayrıca tok tutucu bir özelliğe sahip olması, bulgura kilo kontrolünde de önemli bir rol yüklemiştir. Dünya Sağlık Örgütünün belirttiği üzere günde 25-30 gr. civarında lif ihtiyacımız bulunmaktadır. Bu ihtiyacımızı da 1 tabak bulgurla çok rahat şekilde karşılayabilirsiniz. Yapısındaki B1 vitaminleri; sinir ve sindirim sistemimizin güçlenmesinde önemli rol oynamaktadır. Bulgur bütün bunların dışında yapısında içerdiği folik asit sayesinde hamile annelerin bebeklerinin zeka seviyesini ilerletme de oldukça gereklidir. Bulgurun glisemik endeksini düşük olması sebebiyle, bulgur uzun süre tok tutar, kana yavaş karıştığı içinde diyetlerde kullanılabilecek bir üründür. Ayrıca da şeker hastalarına tavsiye edilir. Ayrıca salatalarda, sıcak ve soğuk yemeklerde kullanılan bir malzeme olması nedeniyle çeşitlilik sunan bir yiyecektir.
Bulgur kandaki yağları düşürücü yönü olduğu bilinen posa/lif bakımından oldukça zengin bir gıdadır.

Bulgur;
*Karbonhidrat değeri yüksek, protein değeri düşüktür.
*Bulgurda bulunan B1 vitaminleri, sinir ve sindirim sisteminde önemli rol oynamaktadır.
*İçerdiği folik asitten dolayı, çocuk ve hamile kadınlar için çok önemli bir gıda maddesidir
*Doymamış yağa sahiptir ve toplam yağ oranı düşük olduğu için sağlıklı bir besin maddesidir.
*Kolesterol içermez.
*Hububat ürünlerinin en büyük dezavantajı olan fitik asit, bulgurun sahip olduğu pişirme ve kurutma işlemlerinden dolayı, bulgurda bulunmaz.
*Yüksek mineral ve selülozdan dolayı besin emilimini hızlandırır, kabızlığı engeller ve bağırsak kanserini önler.
*Bakliyatlarla karıştırıldığında dünyadaki en önemli besin kaynağı durumuna gelmektedir.
*Radyasyonu emmez ve radyasyona karşı dayanıklıdır. Bu nedenle bazı ülkelerde nükleer savaşlara karşı, askeri ve sivil amaçlar için stokta tutulan ürünlerdendir.
*Pişirme işlemi esnasında tanenin ruşeymin kısmında bulunan besin maddeleri tane içerisine nüfuz ettiğinden besin değeri diğer ürünlerden (ekmek, makarna) daha yüksektir.
*Pişirme ve kurutma işlemlerinden dolayı, küf oluşumuna karşı dayanıklıdır ve raf ömrü diğer ürünlerden daha uzundur.
*Vejeteryan beslenmeye çok uygun bir gıda maddesidir.
*1995 yılında ABD' de yapılan bir araştırma sonucuna göre; "Bulgur, her gün yenmesi gereken bir gıdadır. "


Kaynak (1) : http://tr.wikipedia.org/wiki/Bulgur
Kaynak (2) : http://www.malatyabulgur.com/bulgur.asp

8 Mayıs 2010 Cumartesi

Soya Soslu Tavuk

Sosya sosunu uzun süredir LezzetHanemden eksik etmiyorum. Olmazsa olmaz değil ancak özellikle tavuğa çok yakıştığını düşünüyorum.
Malzemeler:
  • 2 parça tavuk göğsü
  • 1 kahve fincanı soya sosu
  • 1 çay bardağı haşlanmış mısır
  • Sıvıyağ
  • Kekik

Yapılışı:

Tavuk etleri iri parçalar halinde doğranır ve yüksek ateşte sulandırılmadan kavrulur. Tavuklar tamamn pişip kızarmaya başlayınca soya sosu ilave edilerek bir, iki dak. sos çektirilir ardından haşlanmış mısırlar ilave edilip kekik serpilerek karıştırılır ve ocaktan alınır.

( Malzemeler arasında tuz yok. Çünkü soya sosu oldukça tuzlu bir sos, o nedenle ben tuz kullanmadım. )

Afiyet Olsun.

7 Mayıs 2010 Cuma

Çilek Soslu Puding


Eşim için hazırlandı dolayısıyla içine sevgi katıldı ve sonuç böyle hoş oldu :)

Hem lezzeti ve hem de görüntüsü ile iştah kabartıcı hoş bir lezzet. Son derece hafif ve beraberinde sunulan çilek sayesinde oldukça sağlıklı bir tad. Kendinize ve dostlarınıza hoş bir ikramlık sunmak isterseniz tavsiye ederim.

Malzemeler:
  • 5 su bardağı süt ( 1 lt.)
  • 2 çorba kaşığı un
  • 3 çorba kaşığı nişasta
  • 1,25 (1 + 1/4 ) su bardağı şeker
  • 1 pkt. vanilya
Çilek sosu için: *1 çay bardağı çilek suyu * 1 tatlı kaşığı toz şeker *1 tatlı kaşığı nişasta

Yapılışı:
Süt, nişasta, şeker iyice çırpılarak ocağa alınır ve muhallebi kıvamına gelene kadar karıştırılarak pişirilir sonra hemen ocaktan alınır ve vanilyası ilave edilerek karıştırılıp ıslatılmış kaselere paylaştırılır. Buzdolabında en az 1 saat bekletilir.
Bu arada çilek suyu, nişasta ve şeker karıştırılıp bir ik taşım kaynatılıp ve ara sıra karıştırılarak soğutulur.
Servise sunulacağı zaman dolaptan çıkan tatlı bir tabağa ters çevrilerek üzerine çilek sos gezdirilir, 1 adet nane yaprağı dekor olarak konur ve etrafı çilek dilimleri ile süslenerek servise sunulur.
Afiyet Olsun.


Zeytinyağlı Taze Fasulye

Yazın en sık yaptığım ve severek yediğimiz sağlıklı bir lezzet.

Malzemeler:
  • 1 kg taze fasulye
  • 1 adet kuru soğan
  • 3 adet domates
  • 5 - 6 adet sarımsak
  • 1 çay kaşığı şeker
  • Tuz, Zeytinyağ

Yapılışı:

Taze fasulyeler yıkandıktan sonra boyuna göre iki ya da üç parçaya kesilir. Ardından kuru soğanlar yemeklik doğranır ve düdüklü tencerede, zeytinyağ ile sarartılır daha sonra taze fasulye ve sarımsaklar ilave edilerek 5 - 10 dak. kadar fasulyeler sarartılır. En son kabukları soyulmuş domatesler doğranarak fasulyelerin üzerine dizilir, tuz, şeker ve 2 bardak ılık su ilave edilerek tencerenin kapağı kapatılır ve 30 - 35 dak. pişirilir. ( Bu süre fasulyenin ve tencerenin cinsine göre değişebilir )

Soğuduktan sonra servis tabağına alınarak ikram edilir.

Afiyet Olsun.


6 Mayıs 2010 Perşembe

Sebzeli Tavuk Haşlama

Sebzelerle hem lezzeti hem de görüntüsü zenginlleştirilen nefis bir sulu yemek. Yerine ve zamanına göre bazen ana yemek bazen de yemek öncesi çorba olarak ikram edilebilir.
Malzemeler:
  • 1 adet tavuk göğsü ( derili ve kemikli )
  • 2 adet patates
  • 2 adet havuç
  • 5 -6 diş sarımsak
  • Pul biber, Sıvıyağ ( üzerine )
Terbiyesi için : *1 adet yumurta sarısı * Yarım limon suyu
Yapılışı:
Tavuk eti iyice yıkandıktan sonra düdüklü tencereye alınır ve 20 dak. pişirilir.
Bu arada patatesler ve havuçlar küpküp doğranır, sarımsaklar soyulur.
Tavuklar haşlanınca derisi ve kemikleri atılarak etleri küçük parçalara ayrılıarak tekrar içinde piştiği suya bırakılır, havuç, patates ve sarımsaklar ilave edilip, tuz serpilerek düdüklünün kapağı kapatılıp 10 dak. daha pişirilir.
Diğer tarafta yumurtanın sarısı ve limon suyu iyice çırpılır ve pişen yemeğin içine yavaş yavaş ilave edilir. Bir taşım birlikte kaynatılıp ocaktan alınır.
Sıcak olarak servise sunulurken üzerine yağda yakılmış pul bier gezdirilerek servise sunulur.
Afiyet Olsun.

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Hıdırellez

Hıdırellez Hızır ile İlyas (a.s ) her bahar başlangıcında buluştuklarına inanılan gündür. Hızır ve İlyas sözcükleri birleşerek halk ağzında Hıdrellez şeklini almıştır.
Hıdrellez gecesi Hızır'ın uğradığı yerlere ve dokunduğu şeylere feyiz ve bereket vereceği inancıyla çeşitli uygulamalar yapılır. Yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılır. Ev, bağ, bahçe, araba isteyen kimseler, Hıdrellez gecesi herhangi bir yere istediklerinin küçük bir modelinin yaparlarsa Hızır'ın kendilerine yardım edeceğine inanırlar. Mevsimlik bayramlarımız içerisinde yer alan ve halkımız arasında yaz günlerinin başlangıcı olarak kabul edilir.
UNESCO'nun "İnsanlığın Somut Olmayan Kültür Mirası" listesine de aday olan Hıdırellez Bayram'ı günümüzde, tüm Türkiye ile birlikte Türk dünyası ve Balkanlar'da kutlanmaktadır.

Ben de küçükken her Hıdırellezde annemle beraber, benim minicik kirazlı sepetime atıştırmalık bir şeyler hazırlayıp ya binanın arka bahçesinde ya da evimizin biraz ilerisinde apartmanların arasında kalmış olan tek ceviz ağacının altında, mini bir piknik yapar ve gece yatarken de mutlaka ne istiyorsak onun resmini çizip yanına da bereket, bolluk getirsin diye bir saksı çiçek ve para kesesi koyup öyle yatardık :)


Zeytinyağlı Börülce

Börülce, son senelerde keşfettiğim bir lezzet, sanırım Ege Bölgesinde çok sık yetişen gerek kurusu ve gerekse tazesi çeşit çeşit değerlendirilen bir lezzet. Zeytinyağlılara düşkün bir damak tadımız olması nedeniyle bu güzel nimeti keşfettmekten mutluyum :)

Malzemeler:
  • 2 su bardağı kuru bölülce
  • 1 adet kuru soğan
  • 4 -5 diş sarımsak
  • 2 adet havuç
  • 1 çorba kaşığı salça
  • Zeytinyağ
  • Tuz

Yapılışı:

Börülceler akşamdan sıcak suya bırakılır ( 8 saat kadar beklemesi gerekir ) Ertesi gün börülceler süzülür. (Oldukça siyah bir su çıkıyor. )

Diğer tarafta kuru soğan minik doğranır ve zeytinyağında sarartılır. Ardından minik küpler halinde doğranmış havuçlar eklenir ve sotelenir. Sonra sarımsak ve salça ileve edilerek kavrulur ve en son süzülen börülceler eklenerek tuz ve üzerini geçecek kadar su ilave edilerek düdüklü tencerede 15 dak. pişirilir. ( Bu süre börülcenin ve tencerenin cinsine göre değişebilir. )

Soğuduktan sonra limon eşliğinde servise sunulur.

Afiyet Olsun.

4 Mayıs 2010 Salı

Su Muhallebisi

Su Muhallebisini seneler önce küçükken :) bir yakınımızdan duymuştum ve sütsüz bir muhallebinin asla güzel olamıyacağını düşünmüştüm. ( demek ki ben küçükken bile yemek analizleri yapıyormuşum:)
Ama geçen gün evde süt kalmayınca ve ben de markete gitmeye üşenince aklımın bir köşesinde kalan Su Muhallebisini denemek istedim. Keşke daha önce deneseymişim :) Şimdiye kadar taddığım en hafif tatlıydı.
( İnternetten bir kaç tarif araştırdım ancak Su Muhallebisi adı altında yayınlanan tatlıların çoğu süt ile yapılıyordu :) O nedenle ben kendi tarifimi uydurdum.
Malzemeler:
  • 5 su bardağı su
  • 1 su bardağı nişasta
  • 1,25 ( 1 +1/4 ) su bardağı şeker
  • 1 tatlı kaşığı gül suyu

Üzerine : Tarçın ya da pudra şekeri

Yapılışı:

Su, nişasta ve şeker bir tencereye alınarak sürekli karıştırılmak kaydıyla muhallebi kıvamına gelene kadar pişirilir. Ocaktan alır almaz 1 tatlı kaşığı gül suyu ilave edilerek karıştırılır ve daha sonra ıslatılmış kaselere paylaştırılır ve en az 1 saat buzdolabında bekletilir.

Servise sunulacağı zaman ters çevrilerek tarçın ya da pudra şekeri serpilerek ikram edilir.

Afiyet Olsun.

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Ardahan Damal Bebekleri

TRT ekranlarında hafta içi hergün öğle saatlerinde yayınlanan Çeyiz Şov Programını beğenerek izliyorum. Farklı yörelerden genç kızların hem yöresel lezzetleri ve hemde çeyizleri üzerinden kültürel değerlerini örf ve adetlerini sergileyerek yarıştıkları güzel bir program.
Bu hafta Anneler günü dolayısıyla yarışmacılar Annelerden seçilmişti ve ilk yarışmacı Ardahan - Damal'lı bir hanımefendi idi. Yöresine ait kültürel zenginlikerinden bahsederken Japonya'da birincilik kazanan Damal Süs Bebeklerinden bahsetti.
Kökeni Orta Asya Türkmenlerine dayanan bölge halkı çeşitili kurs ve kuruluşların desteğiyle yöresel kıyafetlerini, oyuncak bebekler üzerinde tanıtmaya çalışmışlar ve özellikle bölge hanımları bu işe emek vererek aile bütçesine katkıda bulunmaya çalışıyorlarmış. Hatta www.damalbebekleri.com.tr diye bir web sayfası da düzenlenmiş.
Daha önce buna benzer bebeklerden Kapadokya bölgesini gezerken görmüştüm ancak Damal Bebelerinden haberdar değildim. Gerçekten sabır ve emekle hazırlanmış ve kültürü tanıtmak gibi güzel bir amaca hizmet eden yöre bayanlarını takdir ettim ve belki ilgilenmek isteyen olur diye de sizlerle paylaşmak istedim.

2 Mayıs 2010 Pazar

Diyet Salatası

Bugünlerde fazlaca kafama takılan birazcık :) kilo problemim beni artık yavaş yavaş diyet yapmaya yönelt(miş)ti ve ilk öğüne Diyet Salatamla başla(mış)dım.
Salatam havuç, bulgur ve salatalık içerdiğinden oldukça doyurcu bir öğün oldu.
Ancak devamı geldi mi ??? ........ :( Çünkü eşim tarafından, hain bir tuzak hazırlanmıştı ...... Getirdiği sıcacık lavaşların tadı da kokusu da hala damağımda ....... :)
Malzemeler:
  • 1 adet havuç
  • 1 adet salatalık
  • 1/4 kırmızı lahana
  • Bir tutam maydonoz
  • 1 çorba kaşığı ince bulgur
  • 5 - 6 adet biber turşusu
  • Zeytinyağ, Tuz
  • Limon suyu
Yapılışı:
Bir çorba kaşığı bulgur sıcak suda ıslatılır.
Diğer yandan havuç rendelenir, kırmızı lahana ve maydonoz ince kıyılır, tuz, zeytinyağ, limon suyu ve yumuşayan ince bulgur ilave edilerek harmanlanır ve servis tabağına alınarak salatalık dilimleri ve biber turşusu ile süslenerek servise sunulur.
Afiyet Olsun.